Huysuz acı, tuhaf ama biraz trajikomik.
Ruhu kabarık bir adama bakılırsa, manyak ama uzaktan göründüğünde kollarına hep bazı insansılar asılı.
Düşünce kaydırağından ezberlenmiş korku provaları, gizemleri değiştirmiştir.
Belirsiz patikalar çizilirken silüetine, aniden kırıştı gökyüzü, metruk evlerin duvarına saplanıldın.
Kıvrandın ve nefret döküldü toy deriden, kimseler görmeden.
Ateş başkalaşmış raksla, bodrum katında rutubetli suç.
Suçlanmış ayıbın, kirli susayışı bu.
Yumuşak komplo ve üstlenen yalan dalaveresi.
Ateşin raksını durduran fahiş ruhlu tanrılar.
Bembeyaz bir su. Yırtık dilin ıslaklığına düşen telaş sözlüğü.
Şehvet bulaşıcılığındaki fiyonk intiharların sebebi, yaşamdan kalma gebeliktir.
Sıkıntı yanlış anlamalardır, bayat bir öpücüğün vuruluşu kadar.
Yapışan tenlerin labirentinde kaybolup, dağ partikülleri batabilir organınıza.
Turkuaz giymiş bir flu görüntünün içindeki genleri, cımbızla çeken katil.
Çatlayan atıkların ayaklara devasa saldırışı mı?
Yahut, karanlık yuvasında hangi yerlerim harap olmuştu?
Eskimiş harita patikalarında taze et kokusu ve madaralar, kalabalık diyalog mavralarında sıkışmışlık.
Portatif gölünde boğulmuş olana biraz, biraz çırpınış dayatmaları, kentin yosunlarına takılmış cıvık nidalar.
Talihsiz söz uçuşu, talihsiz yaraları aksetmesi amansız bir hastalıktır.
Saçımdaki, kuştan kalma yuvasına yerleştim.
Çığlığa sarılan avuç içi.
Kovalanan ülkelerin kıymıklarından kalan düzmece vicdan sevinci.
Ağızlara tıkatmış bir karmaşa içinde çarpışan konuşmaların hoyrata açık daveti.
Denizin ensesinde boğulan kayanın ceset kusmalarındaki gösteri serüvenliği.
İşte, dudakların birbirini gaddarca katlettiği ağrılardaki çıplak sözlerin esnekliği.
Köpüren gözler. Köpüren buhran. Köpüren o bilinç sızlanmaları.
Çatlayan ağaçların altına düşen kuş şakaları.
Kuşların kanatlarına asılan dileklerin, düş orgazmları.
Baygın, patırtı korosunda muğlak seslerin delirmesi.
Kendi kendini deşen hep, hep kendimize doğrulttuğumuz kesici bir aletiz.
Ve her zaman kandırılan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder