Gel... Gel de denizlerimde yıka gözlerini
Kirlenmeden çiçeksiz bir yürekte
Tozunu dumanına kat yolların
Ardından silinsin izlerin
Atların çatlasa da yollarımda
Sen, dörtnala tutulduğun gözlerinle
Sür kendini mahzun gönlüme
Gel... Gel tarihi yeni baştan yazılsın vuslatın
Bir tek yıldızın hüküm sürdüğü ülkeme
Bir tek çiçeğin hayat bulduğu şehrime
Nemrut-i yanınla yaktığın ateşler yerine
Yağmur ol bardaktan boşalıp yüreğime
İbrahim’in gülistanını getir iklimime...
Gel... Gel yine oturmuşsun tahtına, tahtın uykularım
Dilim kanıyor kendime düşman yataklarımda
Ağzımda cam kırıkları gidişin
Yutkunamıyorum soluğumu
Sen uykularımın hırsızı, seni sayıklıyorum
Unutup ihanetini seni yeniden seviyorum
Gözlerin olmasa diyorum
Vefasızlığını anımsatıyorlar bana
Gel... Gel coşturmayacağım ayrılık sözleriyle
Bir kez daha öfkelerimin karanlığını
Aşkı bize katık ederek konuşacağım
Yüreğim yüreğinin evreninde oldukça
Unutalım bütün yıldızlı geceleri
Güneşsiz bir gökyüzü altında buluşalım
Ben o mağruru değilim artık Mağribin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder