Ferit Değer / Kokoroz Çocuğun Cinayet Günlüğü - Yaşama Uğraşı

1 Ağustos 2022 Pazartesi

Ferit Değer / Kokoroz Çocuğun Cinayet Günlüğü



Göğü yırtarak, yeryüzüne sunduktan sonra; elbette konuşabilirim şimdi.

Bergamodi paprika bulut entarisini giydim.

Pas tutmuş kitap sözlerini yutan zamansız fayrap.

Alnına çizdiğim kör yolun çılgın karanlığında amber çiçekleri

Utanç içindeki tarihi yaralar.

Boğazım gizden bir yuva yeri.

Boğazım küflü harfler ambarı.

Biraz tozlu olan kalbim, gecenin sarhoşluğundan kalma yorulmuş sessiz küfür gibi.

Kırışık bir ağlayışa tabi tutulmuştu iri ellerim.

Pencere camlarını çatlatan kuşun açlık çığlığı, baştanımaz serserilik gösterisi.

Taze bir aşk sızıntı sancıyla donatılmalı.

Uyanıldığında düş yolu uzansın diye, zehirli sırlar biriktirilmeli sinsice.

Sabahın çirkin yüzü çarpar içimdeki bertik geceye.

Böylece, tamamlanmamış bir tanıma doğru ilerlerken hoyratça yaklaşırım.

Melodisiz bir oğlan çocuğunda anlaşılmaz bir sevinç. Bu yüzden görünmezdi nemli avuçlarımdaki şiir

partikülleri.

Karmaşık kaprise çivilenen eski bir peygamber sızıntısından damlanıyor eskimiş çaresizliği.

İşte şimdi, beni paklamaz tanrıların kahkaha rüzgârları.

Deforme edilen sessiz bir ölüm kıyısında gürültülü iç çekişme kargaşası.

Kokoroz bir gülüşe teslim edilsin okkalı küfür yaygaraları!

Mesken edilen, gizli şikayetler altında curcunalı sevişmenin hüznünde:

Konuş şimdi örtük özgürlüğüm.

Konuş şimdi örtük ahlaksızlığım.

Konuş şimdi örtük yaralarım.

Konuş şimdi örtük kaçınmalarım.

Konuş şimdi örtük ağlamalarım.

Kaltak bir sokağın içinde yüksel, daha da bağır örtük yorgunluklarım!

Ardından, geç kalınmış pasaklı ay hüzmesi hediye edildi bana.

Hırpanlanmış parmaklarının arasına saklanan ürkek, anlaşılmaz ızdırap yuvası.

Kapriçyonun paçavra sesiyle uyandı; yırttığım gök, fahişeliğe sunduğum yeryüzü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder