Gölgelerimizi seriyoruz masalara.
Peyderpey düşüyor boşluktan organlarımız.
Bir kalp sorunudur bizi mavi küllerden ayıran.
Son organımız tanrı da yerleşiyor tabağa.
Yiyebileceklerimiz yaşlı teyzelerin beyaz saçlarından başka bir şey değil.
Taşıyoruz anılarımızı, patileri yıpranmış çocuk gibi.
Sabah ne aşka ne günaha değer.
Uyanmayalım bu sabah, uyanık kalalım rüyalarda.
Tartışabileceğimiz gökler olur, kapılacağımız günahlar.
Uyanmayalım bu sabah, kemirsin biri sesimizi açlıktan.
Kabullensin soytarılar ve anneler varlığımızı.
Düşmüşken biz şeytanın aklına.
Sevsin bizi tanrılar, yürürken cennetin yanından.
Affetmeyi yalnızca sabah bildiklerinden uyanık kalalım rüyalarda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder