Unuttum, seni unutayım diye, kaybetmenin tadını. Kalpte
hamarat bir dişinin maharetiyle sıkılan bir limon var
Bana dedin ki: Bir gitar değilim alıştırma yapılacak.
Seviyorsan gerçekten eğer, kendin ol... Gitarın bir teli.
(Kaybetmek kanatıyor ama öldürmüyor)
Unuttum, seni unutayım diye, oradaki bir köprüyü ve buradaki
bir kahvehaneyi. Nehrin kıyısına bıraktı beni meziyetlerinden biri
Soruyorum: Onlardan hangisisin? Kim bıraktı nehrin kıyısına
beni? Ama hiçbir iz göremiyorum.
(Keklik de böyle yapar)
Unuttum, seni unutayım diye, kendimi ve senin etrafında kendimden
dallanıp budaklanan her şeyi. Dedim ki: Aşkın başlangıcında doğar
güzel şarkılar... Veya şeffaftır aşkın sonu. Hatırlamak istemiyorum
taştan bir ay yapmak için hiçbir şeyi.
(Gelecek olan her şey ilktir)
Unuttum, seni unutayım diye, doğanın ve aşkın şiirini
Daha ıssızdır ellerinin ve koltuk altlarının kokusuyla dolu masum söz bile.
Dedim ki: Fakat gitarımın tellerini değiştirmeyeceğim,
Ona gücünün üzerinde yük yüklemeyeceğim: Kuru ve ıssız bir melodiyi.
Değiştirmeyeceğim gitarımın tellerini.
(Arkamızda... Ümit nefes nefese)
Unuttum, seni unutayım diye, bahçedeki bir bankta
evimin anahtarını. Ne onu geri ver bana ne de aç kapıyı.
Bir hayalet bulamayacaksın öylece durup seni bekleyen. Bir satırlık
yazı bulacaksın kapıda yalnızca: Taş oldu delikanlı
(Buluttur şimdiki zamanım ... Yarınım yağmur)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder