felcin bukağısını kırıp
bakışsız gergin ve parlak güllerden kavrayarak
tanıdım en içten gözlerle artık yaşın ermişliğine kaybolan insanı.
ve asık suratlardan geçerken adını merak ettiğim korkulardan dedikodular,
kendini şeytanlığa kaptıran cinsten aymazlıklar.
Bir fotoğrafta çoğu zaman siyah beyaz
pencere kenarında mevsimler bir tabutta uğurlanırken.
kelebek döngüsünde kıvrılmış hatıralar
sonu yakın geçirimsiz iki taş arasında zamanı öğütüyor.
nerede durur sıcak havaların güze açılan penceresi?
susma merasiminde nedenler cenazeyken bir kent doğuşu üstelik vebalı.
yüz yıl tersine
perişan bu öykünün mekanıdır ölü nesil.
caddeler ıslak ,kent kurur.
lastik kokusunda bulur kendini huzursuz bacaklar.
tırtıllı bir fotoğrafta anmalar ardından
asalak ve kasvetli geceye dökülen uğurlamalara denk bunalmışlıklar.
hep bir yığın hep bir ıslıklı kazaya kurban giden endişe
ve acımaz içtenliğin tutsak çocuğu zamanla boğuşmalar
rengini solduran mavi siyah dalgalanmalarda sefil yaşamın tesellisi adın
örseler ruhu başarısız bir deneysellikle.
soluklar almadan seni akşam
körebe oynarken uygun adım rafa kaldırılan göçmen baharlara
dökül ve yazgını teslim e
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder