çok daraldıysan içine girebilirim
ruhuna çöken ağırlığı kaldırabilirim
acelen var gibi bekle biraz
zamanın yoksa sana verebilirim
aşk karantinada, arzu illegal
üstüme yuvarlanıyor birden safralar
ayığında kayboluyorum katran karanlığın
gözlerime neonik patlıyor ışık
alzaymır belleğin tazmanya koşucusu
aç makûs mağlupluğunu
devlet tarafından tecavüzlerini açıkla
yengilerini yenilgilerini
yediklerini yedirdiklerini
ve kus gecenin göt deliğine
allah'ım bu çağda nasıl böyle sıkıştık diye?
bir çalkantı oluyor içimde, bir garip boşluk
kaybettiklerim cirit atıyor aklımda, kaybedeceklerim
esiyor pencereme yokluğun bam bam
senden kaçıp sana yakalanıyorum hababam
allah'ım neden teknolojiyi onlar için yarattın?
marx, sen ne ara çürüdün?
gençliğim sen bir defol git
hep senin bokuna bu yollarda yürüdüm
ay ne güzel dolardı bazı bazı
konuşurduk senle
beni astrolojiye sürüklemenle
dağılırdı materyalizm
boşalırdı içimdeki bilim
sen bir yere gittin, ben seni yürüdüm
sen başka yerlere gittin, ben sende büyüdüm
kısmet olmuyor yine köşeyi dönmek şu zengin yokuşundan
bağışlıyorum burnumu ve dudaklarımı o yüzeye
dikilmişim bir kere o şamanın nakışından
sahibeme sahip olduğum gece
hüzün ırzına geçiyor neşenin
daha da bulanıyor bilmece
taylan'ın şiiri geliyor burnuma
bir line daha *
*taylan onur / bir line daha
31 mart- 1 nisan / kadıköy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder